Home / Genel / İlklere imza atan Örnek Makine yeniliklerle ITM’de

İlklere imza atan Örnek Makine yeniliklerle ITM’de

Linkedin

Kurulduğundan bu yana birçok ilklere imza atan ve yenilikler sayesinde güçlü bir bilgi birikimine sahip olan Örnek Makine, dünya genelinde tanınan ve takip edilen bir firma konumuna ulaşmış bulunuyor.

 

Firma, hali hazırda üretimini sürdürdüğü iplik proses makineleri ile dünya genelinde üç üreticiden birisi konumunda ve ciddi bir pazar payına sahip. Ar-Ge ve çalışan kalitesine önem veren, dünya genelinde doksandan fazla müşteri ve iki yüzden fazla makineyle son yıllarda tekstil makineleri sektöründe en büyük büyümeyi yakalamış birkaç şirketten biri olan Örnek Makine’yle ilgili gelişmeleri Örnek Makine Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dabanıyastı ile konuştuk. Firmanızın sektöre sunmuş olduğu ürünler ve kullanım alanlarından bahseder misiniz? “Geçmişten günümüze Örnek Makine üretim bandı birçok ilke imza atmış ve bunun sonucu olarak bilgi birikimini çeşitli sektörlere taşımıştır.

 

Bunlara değinecek olursak en başta 1978 yılında üretimine başlamış olduğumuz ilk yerli üretim halı tezgahı ve 1996 yılında üretimine başladığımız yine tamamen yerli üretim ilk dört metre çift rapiyerli halı tezgahı başı çekecektir diye düşünüyorum. Bununla beraber yine ilk yerli üretim jakar makinesi, ilk şönil fantezi iplik makinesi de Örnek Makine’nin günümüze kadarki olan yükselişini pekiştiren ürünlerden bazılarıdır. Günümüze bakacak olursak yine Türkiye sınırları içerisinde ilklere imza atarak, 2002 yılında sentetik halı ipliği fikse makinesi, 2004 yılında akrilik el örgü ipliği şişirme makinesi ve 2007 yılında sentetik halı ipliği fikseleme ve kıvırcıklandırma makinesini ürün gamımıza ekleyerek ve başta dünyanın en büyük halı üretim merkezlerinden birisi olan Gaziantep’te birçok üretici için tekstil makineleri sektöründe dışa bağımlılığın ciddi anlamda önüne geçtik diyebilirim.

 

Bununla beraber Ar-Ge çalışmaları tamamlanarak 2011 yılında üretimi tamamlanan yeni ve yine bir ilk olan akrilik halı ipliği fikse makinesi de ürün gamımıza eklendi ve 2011 yılının Eylül ayında Barcelona’da gerçekleştirilen ITMA 2011 fuarında SUPER HEAT-SET markasıyla görücüye çıktı. Şunu da unutmamak gerekir; sentetik iplik fikse makinemiz ile 2005 yılında TÜBİTAK ve TTGV AR-GE kapsamında 6. Teknoloji Başarı Ödülü’nü almaya hak kazandık. 2009 yılında ise aynı kapsamda sentetik iplik fikse ve kıvırcıklandırma makinemizle finale kaldık.

 

Bence bu da başarımızı perçinleyen ciddi etkenlerden birisi.” Bildiğiniz gibi sizin gibi aynı sektörde faaliyet gösteren değişik firmalar ve ürünler mevcut. Sizi farklı kılan nedir? Kullanıcıların ürünlerinizi tercih sebebi nelerdir? “Elbette ki bizimle aynı sektörde faaliyet gösteren dünya çapında rakiplerimiz var ve hepsi de büyük şirketler. Aslında gücümüzün bir kısmını da onlardan alıyoruz diyebiliriz. Çünkü iyi olmak istiyorsanız rakiplerinizden hep bir adım önde olmak zorundasınız ve bizler Örnek Makine olarak SUPER HEAT-SET markamızla bunu özellikle son yıllarda ciddi ölçüde başarmış durumdayız. Makinelerimizde uyguladığımız tüm yenilikleri patentler ve telif hakları gibi önlemlerle korumaya özen gösteriyoruz. Bu nedenle üretim kalitemizi de daima gerekli standartların çok üstünde tutmak için çaba sarf ediyoruz. Ar-Ge yatırımına gerekli önemi vermeye özen gösteriyoruz. Atölyemiz bünyesinde bulunan 1520 metrekarelik Ar-Ge salonumuzda tüm makinelerimiz ile ilgili en son güncellemeler, gerekli tüm test ve kalibrasyon işlemleri tamamlanarak müşterilerimizin kullanımına sunuluyor.

 

İplik üretim Ar-Ge müdürümüz ve beraberindeki ekip büyük bir ciddiyetle piyasanın nabzını tutuyorlar. Yeni ve gelecek vadeden iplik türleriyle alakalı detaylı çalışmalar yapılıyor ve elde edilen sonuçlar neticesinde makinelerimiz üzerinde gerekli geliştirme faaliyetleri uygulanıyor ve günden güne daha kapsamlı ve daha efektif bir hale geliyoruz. İşimize ve müşterilerimize ciddiyetle ve çözüm odaklı yaklaşıyoruz. Tamamına yakını profesyonelce üretim yapan müşterilerimiz de bu ciddiyetimizi göz ardı etmiyorlar. Rakiplerimizin tümüne göre daha ekonomik çözümler sunan, daha tasarruflu, daha verimli, daha çevre dostu makineler üretiyoruz. En basit örnek olarak MD serisi makinelerimiz üzerinde yaptığımız son işlemler ile şu an tüm rakiplerimiz içerisinde enerji gereksinimi en düşük olan makineler. Sizin de bilebileceğiniz üzere böyle bir üretim modelini benimsedikten sonra takdir etmek kullanıcılara kalıyor ve hepsine bize olan güvenlerinden dolayı teşekkür ediyoruz.” Bildiğim kadarıyla DOMOTEX fuarına katıldınız ve ITM – ITMA ASIA fuarlarına da katılacaksınız.

 

Buradaki amacınız ve sergileyeceğiniz ürünler hakkında bilgi verebilir misiniz? “2012 yılı bizim için fuarlar açısından yoğun geçecek. SUPER HEAT-SET adı altında Ocak ayında Domotex Hannover 2012 ve Mart ayında Domotex Asia Chinafloor 2012 fuarlarına katıldık ve her zamanki gibi ciddi bir ilgi gördük. ITM 2012 bizim ve diğer yerli üreticiler için ciddi bir sınav ve açıkçası şahsım adına bu sınavdan başarıyla ayrılacağımızı düşünüyorum. ITM fuarında başta en yeni ürünümüz olan OM serisi Akrilik Halı İpliği Fikse Makinesi olmak üzere UD serisi El Örgü İpliği Şişirme Makinesi, BD serisi Trikotaj İpliği Şişirme Makinesi, AD serisi Kek Sarım Makinesi ve LT serisi Laboratuvar Tipi İplik Isıl İşlem Makinesi görücüye çıkacak.

 

ITMA ASIA’ya gelecek olursak yeni model kıvırcıklandırma ünitemiz, ters buharlama ünitemiz ve MD serisiHalı İpliği Fikseleme ve Kıvırcıklandırma Makinemiz ile fuardaki yerimizi alacağız. Bunlarla beraber Eylül ayında Rusya’nın Moskova kentinde ilki gerçekleştirilecek olan Domotex Russia 2012 ve Aralık ayında Hindistan’ın Bombay kentinde gerçekleştirilecek olan ITME INDIA 2012 fuarlarına da katılım göstereceğiz. Bu sayede hem ülkemizin makine sektörünün geldiği nokta hakkında dünya genelinde bir tanıtım yapacağız hem de kendi ürünlerimizi ve yeniliklerimizi dünyanın dört bir yanına tanıtmış olacağız.” Globelleşen dünyada Türk tekstil makine sanayinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? “Şahsım adına makine sektörümüzün özellikle son 10 yılda ciddi bir aşama kaydettiğini görüyorum.

 

Birçok üreticimiz kara düzen üretim yöntemlerini bırakıp imkanları dahilinde ciddi Ar-Ge yatırımları yapar hale geldiler. Dünya genelinde ilerlemekte olan teknolojik yenilikleri yakından takip eden bir nesil ve bunun sonucu olarak da daha teknolojik üretim söz konusu. Birçok üreticimizle elbette ki iletişim halindeyiz ve genel anlamda hepimizin ortak görüşü günü kazanmak değil yarını kazanmak. Tüm üreticiler imkanları dahilinde ileriye ve ürün kalitesine dönük yatırımlar yapmakta ve bunun büyüyerek devam edeceği de su götürmez bir gerçek. Bunun en basit ispatını geçtiğimiz yılki ITMA Barcelona 2011 fuarında görebilirsiniz.

Türk Tekstil Makinecileri olarak katılımcı sayısı açısından ilk üç ülkeden biriydik ve bu bizler için yeterli bir gurur kaynağı.” Makine üreticisi olarak sıkıntılarınız ve çözüm önerileriniz nelerdir? Devletten beklentileriniz var mı? “Sıkıntı ve beklentilerimiz elbette ki var. Bu sıkıntıların başında Türk tekstil üreticilerinin önyargısı geliyor. Yabancı makinelere çok daha sıcak yaklaşıyorlar. Bu önyargılarından dolayı da Türk üreticilerle iletişim kurarak sektörün geldiği son nokta hakkında bilgi almak ve yenilikleri takip etmek yerine, yabancı üreticilerle görüşerek işlerini garanti altına aldıklarını düşünüyorlar. Halbuki birçok Türk makine üreticisi ciddi teknolojik tesislerde ve sağlam bir altyapıyla çalışıyor.

 

Yerli üretim bir makineyi yabancı üretim bir makineden daha kalitesiz ve daha verimsiz zannediyor.lar. Herhangi bir araştırma ya da çalışma yapmadan doğrudan kalitesiz damgasını bizzat kendi ürünlerine vuruyorlar. Bu nedenle de dolaylı yoldan yabancı sempatizanlığı yaparak aslında makineciliğin önünü tıkıyorlar. Bu konuyla ilgili devlet tarafından ciddi bir çalışma yapılması şart gibi görünüyor. Biz belirli aralıklarla üreticilerimizle iletişime geçerek onlarla mümkün olduğu kadar çok bilgi alışverişinde bulunmaya çalışıyoruz. Bu sayede en azından makinemizden ya da hali hazırda kullandıkları herhangi bir makineden kaynaklandığını düşündükleri problemleri tespit etmeye ve kendimiz açısından en uygun çözümü üretmeye çalışıyoruz.

Yine belirli aralıklarla fabrikaların teknik personelleri ile birlikte ürünlerimizde yapmış olduğumuz güncellemelerle alakalı bilgilendirme amaçlı görüşmelerde bulunuyoruz. Ancak sizin de takdir edebileceğiniz gibi tüm üreticilere kendi imkânlarınızla ulaşabilmeniz çok zor ve gerçek anlamda devlet desteğine ve organizasyonuna ihtiyacınız oluyor. Bununla beraber yurtdışı müşteriler için de özellikle AB’nin uyguladığı uzun vadeli kredilendirme tarzına benzer bir uygulama aslında fena olmayacaktır. Yani; Türk üreticilerden satın alınacak ürünler için yabancı şirketlere belirli teminatlar karşılığında uzun vadeli krediler verilmesi sektörü rahatlatacak sonuçlar getirir.

 

Türk Eximbank bence bu konuda hala tamamiyle yeterli değil. Çünkü kredilendirme sürecinde bankalar arası para kaybı fazla ve en basitinden sadece dokümantasyon süreci bile ciddi zaman alıyor. Bu zaman zarfında da müşteri kaybı çok zaman kaçınılmaz oluyor. Bu konuda da bir düzenleme gerekli gibi görünüyor açıkçası. Son olarak ise İhracatçı Birlikleri ile ilgili ufak tefek pürüzler var. Özellikle teşvikler ve destekler konusunda ciddi dokümantasyon problemi söz konusu. En basitinden bir fuar desteği alabilmek için bile en az yirmi kalem evraka ihtiyacınız oluyor ve bu evrak listesi günden güne güncellenerek daha da büyüyor.

 

Sürecin yavaş ilerlemesi de ayrı bir sıkıntı oluşturuyor. “ Türkiye’nin önündeki ideal ve yeni pazarlar nerelerdir? Yeni Pazar için nasıl bir strateji uyguluyorsunuz? “Yeni pazarlar için strateji belirlemek aslında çok da zor bir süreç değil. Sık sık fuar lara katıldığımız için hangi ülkelerde hareketlilik var hangi ülkelerde ne gibi üretimler revaçta bunların hepsiyle alakalı nabız tutabiliyoruz. Fuar dönüşlerinde ise elimizdeki bilgileri işleyerek gerekli pazarlara yönelik bir çalışma başlatabiliyoruz bu sayede.

 

Mesela bazı pazarlar için ofis açılması ya da temsilcilik verilmesi gündeme alınırken, bazı pazarlar için doğrudan ziyaretler konusunda karar vermemiz de kolaylaşıyor. Türk üreticiler için en ideal pazarlar dönem itibariyle Çin, Hindistan, Brezilya, İran, Slav ülkeleri ve Doğu Avrupa pazarları diyebilirim. Çin zaten halihazırda ciddi bir üretim seviyesine ulaştı ve dünya genelindeki birçok tekstil ürününde yüksek miktarda üretim söz konusu. Bu hareketlilik nedeniyle Çin’de bir ofisimiz bulunuyor. Hindistan pazarında ise özellikle konfeksiyon iplikleri imalatında gözle görülür bir artış sözkonusu. Hindistan pazarında da temsilciliğimiz vasıtasıyla müşterilerimizle iletişime geçiyoruz. Brezilya ise özellikle sentetik konfeksiyon ve halı ipliği açısından hareketli ve bir diğer temsilciliğimiz de burada bulunuyor.

 

İran ise özellikle Türk makineciler için sıkı bir pazar. Özellikle günümüz şartlarında AB tarafından uygulanan ambargo ve yaptırımlar neticesinde Türk üreticiler ve Türk Lirası İran’da çok popüler durumda. İran’da da bir ofisimiz vasıtasıyla müşterilerimizle daimi iletişim halindeyiz. Slav ülkeleri ve Doğu Avrupa için ise gözle görülür bir hareketlenme söz konusu. Ancak halen istediğimiz seviyede değil. Bu nedenle bu ülkelere ciddi kontaklar elde ettiğimiz durumlarda doğrudan ziyaretler gerçekleştiriyoruz.” İlave etmek istediğiniz başka konular varsa ekleyiniz. “Önce de belirttiğim gibi bize ve makinelerimize güvenen tüm müşterilerimize tek tek teşekkürü bir borç biliyoruz.

 

Bununla beraber olarak kısa zamanda devletimizin ve ilgili kurum ve kuruluşların gerekli düzenlemelerle bizleri daha da ileriye taşıyacağı konusunda ise son derece umutluyuz. Bu söyleşimiz için de sizlere ayrıca teşekkür ediyorum ve bu camiadaki başarılarınızın devamını diliyorum. Umarım hep birlikte en kısa zamanda çok daha ilerilere gideceğiz.”

About Ali Erdem

Check Also

Milyarlık Pazara ‘Teknik’ Atak

LinkedinBu yıl ‘Futuretex İstanbul’ markası adı altında İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) tarafından ...