Atilla Çim, Makina Mühendisi, Hisar Kimya Teknik Danışmanı
Ülkemizde, teknik tekstil anlamında gerçekten bilinçli, tek işi teknik tekstil olan firmaların çok az olması sebebiyle, Türk tekstil sektörüne bir bütün olarak baktığımızda COVID-19 karşısında sınıfta kaldığımızı söyleyebiliriz.
Peki bu kadar ürün nasıl yetiştiriliyor?
Hergün tonlarca kumaş piyasaya çıkıyor, milyonlarca adet ürün satılıyor. Gözlemlerime göre gerçekten teknik tekstil yapan firmalar iç piyasada yoklar, rotalarını zaten hazır olan yurt dışındaki firmalara çevirdiler. İhracat yaptıkları firmalar, medikal konusunda uzmanlaşmış, yetişmiş, eleman gücüne sahip, tüm normları ve test metotlarını bilen ve ithal ettikleri ürünlerin normlara uygun olup olmadığına bakıp kabul edilişini yapan firmalar. Gerçek Türk teknik tekstil firmaları da bu konuda gerçekten çok başarılılar.
Ülkemizde de kullanılan bu ürünler iç piyasada alıcı bulurken neden bu kadar test yöntemlerini göze alıp, iade almayı, reklamasyona uğramayı kabul edip ihracata yöneldiler?
Sebebi basit, teknik tekstil anlamında daha önceden bilgisi olmayan ve hatta yetersiz makina parkuru ile bu işi yapmaya çalışan firmaların olması. Konfeksiyon sektöründe görsellik önemlidir, işlevsellik sonra gelir, ancak medikalde görsellik bir nebze önemli olsa da en önemli faktör işlevselliktir.
Basitçe bir örmek vermek gerekirse, COVID-19 ile ilgili ilk veriler gelmeye başladığından bu yana maske yapımında kulanılan ham maddeye korkunç zam geldi, bu dünyanın her tarafında böyleydi.
Şu anda bu zamlı fiyatlar devam etmesine rağmen, maske fiyatları ilk günlere oranla %80 geri geldi. O zamanlar %80 daha fazla kazanılmıyordu, peki %80 nasıl geri geldi?
Cevabını size bırakıyorum. Bu örneklemeyi diğer ürünlerle de çoğaltabiliriz. Teknik tekstil, özellikle Medikal tekstil gerçekten sorumluluk ister (Bu noktada Medikal Tekstili sağlıklı, bilinçli yapan firmaların düşünce yapısıyla çalışılmasında fayda görüyorum.)
Sivil halkın şu anda kullandığı medikal ürünlere de, bir itfaiye erine yanmaz tulum yapmak, bir cerraha antibakteriyel, leke tutmaz, sıvı gerçimez ameliyat önlüğü yapmak, askerimize gaz maskesi yapmak kadar önemsenmeli ve böyle yaklaşılmalıdır. İnsanlara koruyucu olduklarına inandırdığınız medikal ürünler sattığınızda psikolojik olarak daha rahat hissettiklerinden, daha rahat hareket etmeye başlarlar. Koruyucu olmadan girmeyecekleri ortamlara girmeye başlarlar, ya ürün işe yaramıyorsa?
Gündemde olan antibakteriyel, su itici, leke tutmaz, antistatik vb. gibi apre çeşitlerinde ve PET, PU gibi kaplama ürünlerinde uzmanlaşmış personelin iyileştirilmesi gerekiyor. Medikal tekstil, doğru elyafın seçilmesi ile başlayan, örgü, dokuma, nonwoven’a karar verilmesi ile devam eden, boyahane ve ram’ daki işlemine ve nihai olarak kaplama yönteminin ve kullanılacak kaplama malzemesinin doğru seçilmesi ile ancak finish’e gelinebilen oldukça uzun ve zahmetli bir maraton.
Bu konuda kimyasal madde tedarikçilerine de çok iş düşüyor. Sadece medikal tekstil’e yoğunlaşmış Ar-Ge departmanları kurulmalı. Medikal tekstil hız kesmeden devam edecek gibi gözüküyor. Türkiye’deki sanayicilerimizin klasik tekstil anlayışını tamamıyla unutup, buna teknik tekstil olarak yaklaşmaları ve dünyadaki artacak olan medikal tekstil’den paylarını almaları gerekiyor.