Home / Genel / Şeffaf ve Sürdürülebilir Bir Üretime Adanmışlığın Hikâyesi

Şeffaf ve Sürdürülebilir Bir Üretime Adanmışlığın Hikâyesi

Linkedin

8Pazara sunduğu ürünlerin tamamı Blue Sign onaylı, şeffaf ve çevre ile dost teknolojiler olan Schoeller Technologies’de sürdürülebilir yenilik itici bir güç olarak göze çarpıyor.

Schoeller Technologies giyimde fonksiyonelliği geleneksel giyimden, iş giyimine ve kurumsal modaya kadar sürdürülebilir bir biçimde taşıma hedefine odaklanıyor.

Küresel bazda şu anda 7 farklı teknoloji sunan, Sevelen-İsviçre merkezli Schoeller Technologies, 2000’den beri etkin bir şekilde teknolojilerini lisanslıyor. Sürdürülebilir teknolojiler sunmaya yıllar içinde tutkuyla bağlanan Schoeller Technologies uzun yıllardan beri Schoeller Textiles’in yan kuruluşu olarak muhtelif ihtiyaçlar ve gereksinimlere yönelik akıllı ve yenilikçi tekstil teknolojileri sunuyor. Su iticilik, UV ışınlara karşı koruma, hızlı kurutma veya bakteriyostatik benzeri gibi tekstilleri daha “akıllı” ve “fonksiyonel” hale getirmeye odaklanan Schoeller Technologies, yüksek müşteri değeri ve en iyi kaliteden taviz vermeyerek kumaşlara en üst düzeyde performansı kazandırmaktadır. Schoeller Technologies şirket felsefesinde sürdürülebilir, çevresel bakımdan bilinçli ve sorumlu üretimi sürekli bir şekilde üzerinde durmaktadır.

Schoeller Technologies Uygulayıcı Genel Müdürü (COO) Hans U. Kohn ile   Schoeller’in lisanslı teknolojileri, sürdürülebilir spor giyimin geleceği, sürdürülebilirliğin spor giyimine uygulanabilirliği, Schoeller Technologies’in Türk pazarındaki konumu ve ürünlerini sürdürülebilir kılan temel unsurlar üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Hans U. Kohn Reutlingen İhracat Akademisi’nden Uluslararası Pazarlama alanında İşletme Yönetimi Yüksek Lisansı’na sahip bir tekstil mühendisi. Öncesinde, Tübingen, Almanya’da yerleşik Rökona Textilwerke’de Satış Müdürü olarak hizmet veren ve Zürih, İsviçre’de yerleşik Gherzi Kuruluşunda danışman olarak çalışan Hans U. Kohn, mutlu bir baba ve eş ve tutkulu bir yelken sevdalısı.

Schoeller Technologies’in küresel çapta lisanslı teknolojilerini özetler misiniz?

Schoeller Technologies, şu anda küresel bazda 7 farklı teknoloji sunmaktadır. İlk sunduğumuz teknolojilerden biri kumaşın dış yüzeyine hidrofobik özellikler (su, kir ve yağ itici) ve kumaşın iç yüzeyine hidrofilik özellikler (insan derisinden kaynaklanan su buharı ve terin emilimi) katan bir apre teknolojisi olan 3XDRY® teknolojisidir.  Bir diğer teknolojimiz C6 kısa zincirli florokarbonların nanoteknoloji ile kombinasyon içinde kullanılmasına dayanan ve yüksek performanslı su ve kir iticisi olarak adlandırdığımız Nanosphere® teknolojimizdir. Coldblack®, bir kumaşın özelliklerini koyu renklerin güneş ışığında açık renkler gibi davranacakları şekilde etkileyen bir tekstil boyama teknolojisidir ki bu şekilde kumaş güneşte ısınmayıp soğuk kalmaktadır. active>silver™ kumaşa dirilik ve antimikrobiyal özellikler katmaya yönelik bir tür antimikrobiyal apredir. Bir çeşit uzak kızıl ötesi ışınların yansıtılması (FIR) teknolojisine dayanan energear™, insan vücudunda konsantrasyon artışı, hızlı iyileşme ve daha iyi uyku benzeri etkilerin uyarılmasını sağlamaktadır. ecorepel®, pazarlardaki PFC içermeyen aprelere yönelik talebe yönelik çözümümüzdür. ecorepel® kalıcı bir su iticiliğine sahip, PFC-içermeyen, biyolojik olarak çözünebilir ve çevre dostu apre teknolojisidir. Son sunduğumuz teknolojimiz ise solar+ ise özellikle soğuk hava şartlarında kumaşların güneş ışınlarını absorbe edebilecekleri şekilde kaplamamıza imkân sağlayan özel bir apre teknolojisidir.  Solar+, güneş ışınlarının emilmesi sayesinde kumaş yüzeyinin her daim daha sıcak kalmasını sağlayarak daha konforlu bir giyimin önünü açmaktadır. Özellikle güneşli hava şartlarında kumaşların yalıtım özellikleri solar+ sayesinde geliştirilmektedir.

Schoeller Technologies sürdürülebilir spor giyiminin geleceğini nasıl görüyor?

Spor giyim endüstrisinin bütününde; sadece Schoeller olarak daha iyi bildiğimiz doğa sporlarına yönelik giyim alanında değil, aynı zamanda aktif spor giyimde de, sürdürülebilirliğin giderek önem kazandığını görüyoruz. Fakat bu sadece spor giyiminde gördüğümüz bir trend değil. Bunun özellikle Yeşil Barış tarafından başlatılan Detox kampanyasına benzer, önemli sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen kampanyalar aracılığıyla desteklenen ve çok hızlı bir şekilde büyüyen bir küresel trend olduğunu düşünüyoruz. Bu kuruluşlar çeşitli kampanyalar aracılığıyla büyük giyim, özellikle spor giyim üreticileri üzerinde sürekli bir baskı oluşturuyorlar. Öte yandan günümüzün spor endüstrisinde şu an için hüküm süren trend olarak fonksiyon ve performansa yönelik yükselen bir talep var. Şu an, başlıca büyük şirketlerin öncelikli olarak sürdürülebilir bir düzeyde alabilecekleri giyim performansına yönelik değerlendirmeler yürüttüğünü görüyoruz. Bunun yanında sürdürülebilirliğe yönelik tüketici talebi henüz o kadar hızlı bir gelişme kaydetmiyor. Şu an tartışmalar tüketici düzeyinden ziyade endüstride daha yoğun olarak yaşanmakta. Fakat bu durum çok hızlı değişebilir. Bugün gerek sosyal medya, gerekse de sosyal medya aracılığıyla bilgiyi oldukça hızlı bir şekilde yayabilecek geniş bir kitleye sahip olan Yeşil Barış gibi kuruluşlar, yakın  bir gelecekte bu durumu değiştirmeyi başaracaklardır. Spor ve modaya yönelik çevre dostu tekstiller üretmeye yönelik devam eden tartışmalar kesinlikle isabetlidir. Çünkü, tüketici fikrini değiştirmeye başladıktan sonra gelecek talebe cevap verebilmek için yeterli vakit kalmayacaktır.

Sürdürülebilirliğin spor giyimine uyarlanmasına yönelik tecrübelerinizden kısaca bahsedebilir misiniz?

Bugün piyasada spor giyimini daha sürdürülebilir kılabilecek bir çok teknolojinin mevcut olduğunu görmekteyiz. Örneğin iplik alanında, geri dönüştürülmüş polyesterden türetilen iplikler vb., geri dönüştürülmüş ipliklerin öne çıkarıldığı ve oldukça hızlı bir şekilde gelişme kaydeden trendler görüyoruz. Aynı zamanda, kumaşların terbiyesinde performans yönünden oldukça iyi olan fakat geçmişte hiç ilgi odağı olmayan, çeşitli sürdürülebilir çözümler de günümüzde daha fazla önem kazanmaktadır. Kesinlikle daha çevre dostu teknolojilere doğru bir büyük dönüşüm potansiyeli görüyoruz, fakat endüstrinin tamamen sürdürülebilirliğe yönelmesi bir miktar zaman alacaktır. Bir şeyi yenisiyle değiştirmek, yerine konulacak olan alternatifin daha iyi veya en azından önceden kullanılan kadar iyi olduğundan emin olmayı gerektirmektedir. Sonuç olarak, sürdürülebilirliğin spor endüstrisinde uygulanması eninde sonunda tamamlanacaktır, fakat tam bir dönüşümün başarılması biraz vakit alacaktır.

Spor giyimi üretiminde gözlemlediğiniz güncel trendler nelerdir ve Schoeller Technologies bu trendleri üretimlerine uygulamada ne derece başarılıdır?

Bir taraftan kesin olan sürdürülebilirliğe yönelik bir trend görüyoruz. Aynı zamanda Blue Sign benzeri çevre etiketlerinin de çok hızlı büyüdüğünü ve giderek daha çok önem kazandığını görüyoruz. Gördüğümüz bir diğer trend ise şeffaflık. Bu trend endüstrinin ürünlere giren içerikler, kimyasallar ve tüm diğer bileşenlere yönelik daha fazla şeffaflık istediğini ifade ediyor. Genel itibariyle baktığımızda ayrıca, spor giyiminde soğutma, ısıtma, sıcak tutma benzeri özellikleri kapsayan ısı yönetimine yönelik bir trend görüyoruz. Bu aslında o kadar yeni bir şey değil, fakat günümüzde gitgide daha fazla bir özellik olarak pazarlanıyor. Isı yönetimi artık giysilerin önemli bir özelliği haline geldi.

Pazarın sürdürülebilir teknolojilerinize yönelik tepki süresi nedir? 

Farklı marka gruplarına göre değişkenlik gösteriyor. Çok hızlı bir şekilde tepki göstermesi gereken kitlelere mal olmuş markaların çevre dostu teknolojilere geçiş yapmak için oldukça hızlı davrandıklarını görmekteyiz. Bu markalar tedarik zincirleri üzerinde büyük bir baskı kurabildiklerinden dolayı, onlar için sürdürülebilir teknolojileri hayata geçirmek daha kolay olmaktadır. Sürdürülebilirliğe giriş noktasındaki bilinci daha küçük markalarda da görmekteyiz, fakat bu markalar daha küçük olduklarından ve tedarik zincirlerini etkileme yönünden yeterli güce sahip olamadıklarından dolayı, piyasada mevcut olana bel bağlamaktadırlar. Tedarikçilerinin sürdürülebilir teknolojilere geçmeyi istemedikleri veya beceremedikleri takdirde; küçük markaların, büyük markaların sahip olduğu seçim özgürlüğüne sahip olma şansı olamayacaktır. Bu nedenle ufak ve orta ölçekli markalar için sürdürülebilir teknolojilere geçiş daha büyük olan markalara nispetle daha uzun sürecektir.

Schoeller’in teknolojilerinin sosyal, ekonomik ve çevresel faydalar ve ürünlerinizin sürdürülebilir olarak değerlendirmesindeki temel unsurlar nelerdir?

Bir taraftan bakıldığında, sürdürülebilirlik tümüyle hassas bir “çevre” hikayesidir. Bununla birlikte biz “sürdürülebilirlik”ten aynı zamanda dayanıklı bir ürünü anlıyoruz. Dayanıklı ürün, yüksek kaliteli ve aynı zamanda eğer teknolojilerden konuşacaksak yüksek performansa sahip bir ürün demek. Genel olarak baktığımızda, ürünlerimizi girdiğimiz pazarlarda sürdürülebilir ve başarılı kılan unsurların tamamı komple bir pakettir. Öte yandan, yalnızca sunmuş olmak için bir ürün sunmak kesinlikle Schoeller için yeterli değildir. Biz Scholller olarak aynı zamanda güçlü bir pazarlama ve marka oluşturma gücüne de sahibiz. Markalar ve fabrikalar arasında bir çeşit ağ oluşturarak, teknolojilerimizin sadece teknoloji bazında uyarlanabilmesini değil, aynı zamanda son kullanıcıya ulaştırılmasını ve onlar tarafından da benimsenmesi hedefine ulaşmaya çalışıyoruz. Çünkü son tüketici, kıyafetlerinde elde edeceği katma değer, sürdürülebilirlik, performans ve kaliteyi anlamak zorundadır. Sadece mevcut bulunduğumuz endüstrimizde harekete geçmek ve tepki göstermek yeterli değildir. Her şeyden önce bilgiyi son tüketiciye nasıl taşıyacağımızı düşünmeliyiz.

Schoeller Technologies’in Türk pazarındaki konumunu değerlendirebilir misiniz?

Schoeller Technologies ile Türkiye pazarında oldukça başarılı olduk. Türkiye pazarında halihazırda moda işlevselliği olarak adlandırabileceğimiz alanda kendimizi ispatladık. Bildiğiniz üzere, modada işlevselliğe yönelik bir trend de var.  Türkiye’de bu zamana kadar geleneksel erkek takım elbiselerine yönelik teknolojilerimizle başarılı olduk. Fakat, aynı zamanda spor giyiminde de, özellikle Türkiye’de üretilen ve tüm dünyaya ihraç edilen golf giyiminde, başarıya ulaştık. Şimdi Türkiye’de daha fazla yenilik ve daha katma değerli ürünleri üretme arayışındaki bir pazar olan ev tekstilleri pazarında da ürünlerimizin kullanımına yönelik önemli bir potansiyel görüyoruz.

Sürdürülebilirlik ve Schoeller Technologies’e yönelik genel bir değerlendirme yapacak olursanız neler söylemek istersiniz?

Her halükarda sürdürülebilir olması gereken yeniliğin, bizim için itici bir güç olduğuna oldukça eminiz. Pazara sunduğumuz ürünlerin tamamı sürdürülebilir teknolojiler olup, Blue Sign onaylı ve şeffaftır. En başından itibaren sürekli bir şekilde pazara doğru ürünler sunduğumuza eminiz. Spor giyiminde teknolojiler ve fonksiyonlara yönelik başlıca yeni trendlerin de artarak gelişeceğine inanıyoruz. Aynı zamanda, spor endüstrisinin unsurlarını alarak, gündelik modayı daha işlevsel yapacak  çapraz trendlerimiz olacak. İş giyimi ve profesyonel iş giyimi de daha fonksiyonel olma eğilimini gösteren bir dilim olacak ve bunlarda spor endüstrisinden  bir çok unsur ve teknolojiyi alacak. Biz bu fonksiyonelliği geleneksel giyimden, iş giyiminden kurumsal modaya kadar  sürdürülebilir bir biçimde taşımayı başarmayı hedefliyoruz.

About editor

Check Also

Milyarlık Pazara ‘Teknik’ Atak

LinkedinBu yıl ‘Futuretex İstanbul’ markası adı altında İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) tarafından ...