Home / İplik / 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hakkında sorular / cevaplar [1]

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hakkında sorular / cevaplar [1]

Linkedin

headlineİş Sağlığı ve Güvenliği Yasasındaki hükümler, İş Yasasında yer alan İş Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin hükümlerden farklı mı?

Evet, birçok farklı hüküm yer almakta, Bunlar arasında; – İş Kanunu kapsamında yer almayan (4857 sayılı İş Kanunun “istisnalar” başlıklı 4. Maddesinde sayılan) işlerin tamamına yakınının 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu kapsamında yer almasını, – Memurlar dahil statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen tüm çalışanları kapsamasını, – Çalışan sayısına bakılmaksızın Kanun kapsamında olan tüm işyerlerinde İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırılması zorunluluğu getirilmesini, – İş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli çalıştırılması konusunda küçük işyerlerine finansal destek sağlanmasını, – İşyerlerinin büyüklüğüne göre sayıları 1 ile 6 arasında değişmek üzere; İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda çalışanları temsil etmek üzere, işyerlerinde çalışan temsilcisi bulunması zorunluluğu getirilmesini, – Uygun donanım ve yeterli eğitime sahip kişilerin (destek elemanı), asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak işyerlerinde, görevlendirilmesi zorunluluğu getirilmesini, – İşyerlerinde diğer sağlık personeli kapsamında, görev yapabilmek için hemşire/sağlık memurlarının Bakanlıkça yetkilendirilmiş olması şartının getirilmiş olmasını, – Bazı sektörlerde risk değerlendirmesi yapılmamasının, İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğine aykırılık nedeni ile işin durdurulması kriterleri arasında sayılmasını, – Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının yetki belgesinin askıya alınması hükmünün getirilmesini, – Hizmet sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumlu tutulmasını, – Yakın ve hayati tehlike durumunda işçilere çalışmaktan kaçınma hakkı verilmesini, – İdari para cezalarının neredeyse, 10 misli oranında artırılmasını, – İş kazalarının Bölge Çalışma (Çalışma ve İş Kurumu İl) Müdürlüklerine bildirilmesi zorunluluğunun kaldırılmasını, – Ağır ve tehlikeli iş kavramının kaldırılmasını, – Büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerlerinin güvenlik raporunun, incelenmek üzere Bakanlığa gönderilmemesi veya Bakanlıkça yetersiz bulunması durumunda işin durdurulması hükmünün getirilmesini sayabiliriz.

Kanun yalnızca işçileri mi kapsıyor? Hayır. Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına (Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişiler ) faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacak. Kanun kapsamı dışında tutulan işyerleri var mı? Evet. Aşağıda belirtilen işyerleri Kanun kapsamı dışında; a) Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri. b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri. c) Ev hizmetleri. d) Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında,iyileştirme kapsamında yapılan iş yurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri, e) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar Kanun ne zaman yürürlüğe girecek? a) 6, 7 ve 8 inci maddeleri; 1) Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan İşyerleri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra, (30 Haziran 2014) 2) 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra, (30 Haziran 2013) 3) Diğer işyerleri için yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra, (30 Aralık 2012) b) 9, 31, 33, 34, 35, 36 ve 38 inci maddeleri ile geçici 4, geçici 5, geçici 6, geçici 7, geçici 8 ve geçici 9 uncu maddeleri yayımı tarihinde,” (30 Haziran 2012) c)

Diğer maddeleri yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra, yürürlüğe girecek. (30 Aralık 2012) Ağır ve tehlikeli işler ayrımı sürecek mi? Hayır. 4857 sayılı İş Kanununda ve ilgili mevzuatta yer alan “ Ağır ve Tehlikeli İş” kavramı, 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanununda yer almıyor. 4857 sayılı iş Kanununda Ağır ve Tehlikeli İş Kavramı ve bu doğrultuda getirilen yükümlülükler 30 Aralık 2012 tarihinden itibaren yürürlükten kalkıyor. 4857 Sayılı İş Kanununun hangi maddeleri yürürlükten kaldırılıyor? 4857 sayılı Kanunun; a) 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası, b) 63 üncü maddesinin dördüncü fıkrası, c) 69 uncu maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları, ç) 77, 78, 79, 80, 81, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 95, 105 ve Geçici 2 nci maddeleri. 4. Maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “iş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere” ifadesi ile 98. Maddesinin birinci fıkrasında yer alan “85 inci madde kapsamındaki işyerlerinde ise çalıştırılan her işçi için bin yeni türk lirası” ifadesi metinden çıkarılmıştı yürürlükten kaldırılıyor. (30 Aralık2012) İşverenlerin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin genel yükümlülükleri neler? 1. İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar. b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar. c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. d) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır. e) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır. 2. İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. 3. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez. 4. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında yükümlülükleri var mı? Evet, var. (1) Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür. (2) Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır: a) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek. b) Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak. c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek.

ç) Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile işbirliği yapmak. d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile işbirliği yapmak. İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetleri nasıl sunulacak? İşverenler; “Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunmaya yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetle rinin sunulması için” Çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirmek zorunda. İşyeri çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması halinde, bu hizmetin tamamı veya bir kısmı ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirilebilir. Belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması halinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini işveren kendisi üstlenebilir. İşyerlerinin farklı tehlike sınıflarında olması uygulaması sürecek mi? Evet. Bilindiği üzere, 4857 sayılı yasa çerçevesinde 2009 yılından bu yana, işyerleri “ az tehlikeli”, “tehlikeli”, “çok tehlikeli” sınıf olmak üzere farklı tehlike sınıflarına ayrılmış idi. (İlgili yönetmeliğin yürürlükten kaldırılmış olması nedeni ile tehlike sınıfları tebliğinin de yürürlükte olmadığını, dolayısı ile şu an itibari ile tüm tehlike sınıflarındaki işyerlerinde, tüm sertifika sınıflarındaki uzmanlarının çalışabileceğini düşünmekteyiz). Bilindiği üzere, işyerlerinin girdiği tehlike sınıfları, 25 Kasım 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan; İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin Tehlike Sınıfları Listesi Tebliğinde belirtilmiş idi, ancak tebliğ, 15/8/2009 tarihli ve 27320 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmeliğe dayanılarak çıkartılmış idi. Söz konusu yönetmelik 27 Kasım 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan İş Sağlığı Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılmıştır. 2. İş Sağlığı Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinde ya da başka bir metinde aksine bir hüküm bulunmadığından “Tehlike Sınıfları Tebliği”nin yasal dayanağı kalmamış, dolayısı ile yürürlükten kalkmıştır. 3. Hangi işyerinin hangi tehlike sınıfında yer aldığı belli değildir, öyleyse her işyerinde herhangi bir sertifika sınıfına sahip uzman çalışabilir. 4. Hangi işyerinin hangi tehlike sınıfında yer aldığı belli olmadığından işyerlerinde uzman ve hekimlerin çalışma suresine ilişkin olarak belirlenmiş surelerin de zemini yoktur. 5. 6331 sayılı Is Sağlığı Güvenliği Kanunun 30 Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe giren maddeleri arasında “tehlike sınıfları” nın belirlenmesine dair 9. maddesi ile bir üst sınıfta çalışabilmeye ilişkin geçici 4. maddesi de yer almaktadır. Ancak iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin çalışma usullerini de kapsayan yönetmeliklerin çıkartılmasına ilişkin 30. madde, 30 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Dolayışı ile tehlike sınıflarına uygun uzman görevlendirme, çalışma surelerine ilişkin tartışmalar 30 Aralık 2012 tarihine kadar sürebilir. Kanunda; “ İşyeri tehlike sınıfları; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 83 üncü maddesine göre belirlenen kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi de dikkate alınarak, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürünün Başkanlığında ilgili taraflarca oluşturulan komisyonun görüşleri doğrultusunda, Bakanlıkça çıkarılacak tebliğ ile tespit edilir.” Denilmekte, Bunun yanında, iş güvenliği uzmanlarının görev yapabilecekleri işyerleri sayılırken “ az tehlikeli”, “ tehlikeli”, “çok tehlikeli” işyeri kavramları geçmekte, dolayısı ile yeni düzenlemelerde de işyerlerinin “ az tehlikeli”, “ tehlikeli”, “çok tehlikeli” olarak sınıflandırılmasını bekleyebiliriz. Her işletmede büyüklüğüne bakılmaksızın İş Güvenliği Uzmanı ve İş yeri Hekimi istihdamı zorunluluğu var mı? Evet var. Ancak bu yükümlülük dışarıdan hizmet alınarak yerine getirilebileceği gibi, gerekli belgeye sahip olunması şartı ile işveren tarafından da yerine getirilebilir. Ancak bu zorunluluğu getiren hüküm işyerlerinin büyüklüğüne ve işyerinin yer aldığı tehlike sınıfına göre kademeli olarak yürürlüğe girecek. Bu hüküm; 1) Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra, (30 Haziran 2014) 2) 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra, ( 30 Haziran 2013) 3) Diğer işyerleri için yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra, (30 Aralık 2012) Yürürlüğe girecek. İşverenlerin işyeri sağlık güvenlik birimi kurma zorunluluğu var mı? Belirlenen çalışma süresi nedeniyle işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli. Görevlendirilmesi gereken durumlarda; işveren, işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurmak zorunda. Küçük işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesi için finans desteği sağlanacak mı? Evet. Kamu kurum ve kuruluşları hariç ondan az çalışanı bulunan işyerlerinden çok tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine destek sağlanacak. Bakanlar Kurulu, ondan az çalışanı bulunanlardan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin de faydalanmasına karar verebilecek. Giderler, iş kazası ve meslek hastalığı bakımından kısa vadeli sigorta kolları için toplanan primlerden kaynak aktarılmak suretiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından finanse edilecek. Denetimlerde; istihdam ettiği kişilerin sigortalılık bildiriminde bulunmadığı tespit edilen işverenlerden, tespit tarihine kadar yapılan ödemeler yasal faizi ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumunca geri alınacak, bu durumdaki işverenler, sağlanan destekten üç yıl süreyle faydalanamayacak. Ağır ve tehlikeli iş kavramı kalktığına göre, işçilere sağlık raporu alınmayacak mı? Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamayacak. İşçilerin, İşe girişlerinde, İş değişikliğinde, İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri halinde. İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla, çalışanların sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlanması zorunlu. Sağlık raporları nereden alınabilecek? Sağlık raporları, işyeri sağlık ve güvenlik biriminde veya işyeri dışında hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri hekiminden alınacak. Sağlık raporlarına itiraz nereye yapılacak? Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılacak, hakem hastanelerce, verilen kararlar kesin olacak. Sağlık gözetiminin maliyetini kim karşılayacak? Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet İşverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz. İşçilere, iş sağlığı güvenliği eğitimi verilmesi zorunlu mu? İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlayacak, bu eğitim özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi halinde veya yeni teknoloji uygulanması halinde verilecek. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenecek, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanacak. İş sağlığı güvenliği eğitiminin maliyeti kim tarafından karşılanacak? Eğitimin maliyeti çalışanlara yansıtılamayacak, Eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılacak. Eğitim sürelerinin haftalık çalışma süresinin üzerinde olması hâlinde, bu süreler fazla sürelerle çalışma veya fazla çalışma olarak değerlendirilecek. İşyerlerinde risk değerlendirmesi yapılması zorunluluğu var mı? Evet var, Yasa gereğince; “İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlü” İşyerlerinde işin durdurulması söz konusu mu? Evet, hayati tehlike halinde, risk değerlendirmesi yapılmaması halinde işin durdurulacak. (1) İşyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulacak. Ayrıca çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulacak. (2) İş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili üç iş müfettişinden oluşan heyet, iş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili iş müfettişinin tespiti üzerine gerekli incelemeleri yaparak, tespit tarihinden itibaren iki gün içerisinde işin durdurulmasına karar verebilecek. Ancak tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi halinde; tespiti yapan iş müfettişi, heyet tarafından karar alınıncaya kadar geçerli olmak kaydıyla işi durdurulacak. İş sağlığı güvenliği kanununda iş kazası tanımı yer alıyor mu? Evet, İş kanunlarında iş kazası tanımı yer almazken İş sağlığı Güvenliği Kanununa İş Kazası tanımı girdi. Kanunda iş kazası; İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olay” şeklinde tanımlandı. İş kazaları ve meslek hastalıkları nerelere bildirilecek? a) İşveren; İş kazalarını kazadan sonraki üç işgünü içinde, Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç işgünü içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmek zorunda. b) Sağlık hizmeti sunucuları; Kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmek zorunda. c) İşyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucuları; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder. İşyerlerinde çalışanlar iş sağlığı güvenliği konusunda temsil edilecek mi? Evet, işyerlerinde çalışan temsilcisi bulunacak. Çalışan temsilcisi, İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili olacak. İşyerlerinde kaç tane çalışan temsilcisi bulunacak? a) İki ile elli arasında çalışanı bulunan işyerlerinde bir. b) Elli bir ile yüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde iki. c) Yüz bir ile beş yüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde üç. ç) Beş yüz bir ile bin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde dört. d) Bin bir ile iki bin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde beş. d) İki bin bir ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde altı, çalışan temsilcisi bulunacak. Birden fazla çalışan temsilcisinin bulunması durumunda baş temsilci, çalışan temsilcileri arasında yapılacak seçimle belirlenecek. İşyerinde yetkili sendika bulunması halinde, işyeri sendika temsilcileri çalışan temsilcisi olarak da görev yapacak. İşyerlerinde, iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi, diğer sağlık personelinin dışında iş güvenliği konularında başka personelin de görevlendirilmesi gerekiyor mu? Evet, Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş Destek elemanı bulunacak. Hangi işyerlerinde iş sağlığı güvenliği kurulu kurulacak? Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturacak. İşçilerin çalışmaktan kaçınma hakkı var mı? Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula (İş sağlığı güvenliği kurulu) , kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilecek. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhal kararını verecek, durumu tutanakla tespit ederek, Kararı, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirecek. Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi halinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınma hakkına sahip. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklı. Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda kurula ya da işverene durumun tespit edilmesi yönünde başvuruda bulunmaksızın, işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz. Önlem alınması halinde işçilerin iş akdini fesih hakkı var mı? İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilir. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır. Kimler iş güvenliği uzmanı olabilecek? Mühendis, Mimar Ve Teknik Elemanlar Bakanlıkça yetkilendirilerek İş Güvenliği Uzmanı olabilecekler. Yasada teknik eleman; “Teknik öğretmen, fizikçi ve kimyager unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunları” olarak tanımlanıyor.

About editor

Check Also

Cerrahiye yönelik yüksek teknoloji örgü

LinkedinÖrme kumaşlar, örneğin sütür malzemeleri, herni cerrahisi (fıtık onarımları) için yamalar, yapay bağlar, örgü greftler ...